İRFAN MEKTEBİ DERGİSİ OCAK 2022

  • 0.0 Yorum var.
  • Ürün Kodu : 04 03 22 01
  • Marka : SÜEDA

  • Toplam Fiyat
  • Fiyatı
    4,00 TL + KDV
  • Adet :
  • Çevirmen
  • Yayın Tarihi
  • ISBN
  • Baskı Sayısı
  • Dil
  • Sayfa Sayısı
  • Cilt Tipi
  • Kağıt Tipi
  • Boyut
  • Aynı Gün Kargo
  • En Ucuz Ürün
  • Fırsat Ürünü
  • Hediyeli Ürün
  • Hızlı Kargo
  • İndirimli Ürün
  • Özel Ürün
  • Sınırlı Sayıda
  • Şok fiyatlı
  • Yeni Ürün
  • Ücretsiz Kargo

İSLAM’IN AYAK SESLERİ

2004 belki ya da beş tam hatırlayamıyorum; görüştüğümüz bir arkadaş vardı. İman hakikatlerine gönül vermiş, nur risalelerinden istifade eden güzel bir arkadaş. Babası ile ihtilafa düştükleri, fikri konularda anlaşmadıklarını biliyorduk. Fakat boyutları hakkında çok da bilgimiz yoktu. Bir akşam evine gittik. Evleri birmiş meğer. Anne ve babasıyla birlikte oturuyorlarmış.

Hoş beş derken konuşmalar iman ve Kur’an hakikatleri üzerinde döndü durdu. Gerçi biz farkında değildik, o arkadaşın babası ikaz etti bizi. “Siz başka kelam bilmez misiniz? Din din deyip duruyorsunuz” diye çıkıştı.

Şaşkınlıkla beraber özür diler gibi olduk ve sorduk: “Doğru söylüyorsunuz, biz en azından akşamları, hususen bir araya geldiğimiz zamanlarda bu meseleleri konuşmayı hem seviyoruz hem de istiyoruz. Gün içerisinde yeterince dünya konuşuluyor, hiç olmazsa akşamları ebedi olan ve gideceğimiz âlem hakkında konuşmak, tefekkür etmek ve bu konuda kendimizi tazelemek istiyoruz” dedik.

Fakat o itiraz etmeye devam etti. “Ben rahatsız oluyorum” diye diretti. Allah Allah neden rahatsız oluyordu, anlayamadık. O devam etti: “Ben kendimi biliyorum. Ben cehenneme gideceğim!” soğuk duş almış gibiydik her birimiz. Adeta kekelercesine “Amca, neden cehenneme gidesin. Cennet alternatifi de var” desek de o “Yok yok! Ben kendimi biliyorum. Ben cehenneme gideceğim. Bundan dolayı da bu meselelerin konuşulmasından rahatsız oluyorum” demeye devam etti.

İnsanoğlu böyle maalesef. Hazır lezzeti seviyor. Bir süre sonra dünyanın süsüne püsüne alışıp vaz geçemiyor. Nefis ve şeytanın desiseleriyle de inanca ait meseleleri gündeminden çıkararak rahatlayacağını sanıyor.

Halbuki hiç kimsenin reddetmeyeceği bir hakikat var ki o da ölümdür. Ölüm sonrası için hazırlık yapacak şekilde bir hayat yaşamayan insan, geçen her gün, hastalık ve ihtiyarlığın zorlukları da geldikçe inanca uzak düşünce ve hayatın sıkıntıları kendisini sıkıştırmaya başlıyor.

Bu sıkıntıların altında ezilmemek için ya tamamen din ve Allah düşmanı oluyor ya da geçmişte yaptığı iyilikler varsa onlara sığınıyor veya anne-babasının dindarlığına yapışmaya çalışıyor.

Sanayi devrimiyle başlasa da tohumları şeytanla atılan milliyetçilik ve izdüşümünde benliğin din yerine konulmaya başlamasıyla birlikte, imkanların artmasıyla kuvvetlenen benlik itaat zincirini kırarak kendisini hür ve müstakil addetmeye, her bireyi adeta ilahmış gibi davranmaya itmiştir.

En korkulan ölüme karşı da reenkarnasyon zırvasından sonra şimdi de sanal cennet garabetiyle hareket edilmeye başlanmıştır. Ta ki dinsizliklerine kılıf bulunmuş olsun.

Ne var ki fıtrat değişmiyor, değişmeyecek. Her insan İslam fıtratı üzere doğmaya devam edecek. Ve ortaya konulan janjanlı ne varsa maskesi düşüp hakikat kendisini gösterecektir. Bununla birlikte dünya imtihan dünyası ve bazı şeyler yaşanacak. Herkes hakkettiği makamı kendi elleriyle kazanacak.

Bize düşen de iman ve Kur’an hakikatlerini dilimiz, elimiz ve yaşantımızla ortaya koymaktır. Bir İslam asrının yaşanacağına inancımız tam olmakla beraber, ayak seslerini herkesin duyduğunu da görüyoruz.

Bunca patırtı gürültü de ondan olsa gerek!


 =>DERGİYE ABONE OLMAK İÇİN TIKLAYIN...

* Yorum eklemek için Üye Girişi yapınız.
Pozitif Oran 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00