دعاڭز اولماسه نه اهمّيتڭز وار
تاريخ بوينجه عثمانلي دولتي، ساده جه قليجڭ كوجيله دگل، دعالرڭ قدرتيله ظفر قازانمشدر. اسلامڭ مقدّس امري اولان جهاد، يالڭزجه بر صاواش ميداني مجادله سي دگل، عين زمانده بر روح و اينانج مسئله سيدر. عثمانلينڭ سفره چيقان هر عسكري، النده قليجيله اولديغي قدر، ديلنده دعاسيله ده دشمانه قارشي طورمشدر. زيرا ظفر ستراتژي و سلاح كوجي دگل، اللّٰهڭ عنايتيله ممكندر. ديگرلري آنجق فعلي دعادر، لكن شرطدر.
ياپيلان دعالر، دشمانڭ ايچ و طيش انتريقه لرينه قارشي قورونمه ، اسلام اوردوسنڭ سلامتي و مجاهدلرڭ عزمنڭ ديري طوتولمسي ايچون اڭ أونملي طاياناقلردن بري اولمشدر. پادشاه و اوردو، منافقلرڭ حيله لرندن، خائنلرڭ اهانتلرندن قورونمق ايچون يوجه اللّٰهه صيغينمش، كفارڭ قارشيسنده ثبات كوسترمك ايچون معنوياتدن كوچ آلمشدر. دعالر، هر مجاهدڭ يورگنه بر سكونت، بر جسارت و بر قدرت ويرمشدر. دعالر برر قالقان اولارق دولتڭ چهره سني و شخص معنويسني شكللنديرن اڭ بيوك قوتدر.
بوكون عثمانلينڭ بو معنوي ميراثنى آڭلامق، ظفرڭ يالڭزجه مادي شرطلره باغلي اولماديغني كورمك آچيسندن بيوك بر درس نيته لگنده در. كچمشڭ بو روحني قاورامق، كونمز دنياسنده ده اينانجڭ و عزمڭ ناصل بيوك ظفرلر قزانديرابيله جگني آڭلامه مزي صاغلار. چونكه ظفر، اللّٰهدندر؛ قول ايسه أوزرينه دوشني ياپارق غيرت ايتمكله مكلّفدر.
بو اينانج و روحله ، عثمانلينڭ جهاد آڭلايشنى و مجاهدلرينڭ فداكارلغنى آڭاركن، دعالرڭ بر ملّتي ناصل برلشديرديگني و اوڭا ناصل بر كوچ ويرديگني خاطريمزدن اصلا چيقارمامق كركير.
ربّم، بزلري ده حق و عدالت يولنده مجادله ايدنلردن ايله سين و دعالريمزي قبول بويورسون.
DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ VAR
Tarih boyunca Osmanlı Devleti, sadece kılıcın gücüyle değil, duaların kudretiyle zafer kazanmıştır. İslam’ın mukaddes emri olan cihad, yalnızca bir savaş meydanı mücadelesi değil, aynı zamanda bir ruh ve inanç meselesidir. Osmanlı’nın sefere çıkan her askeri, elinde kılıcıyla olduğu kadar, dilinde duasıyla da düşmana karşı durmuştur. Zira zafer strateji ve silah gücü değil, Allah’ın inayetiyle mümkündür. Diğerleri ancak fiili duadır, lakin şarttır.
Yapılan dualar, düşmanın iç ve dış entrikalarına karşı korunma, İslam ordusunun selameti ve mücahitlerin azminin diri tutulması için en önemli dayanaklardan biri olmuştur. Padişah ve ordu, münafıkların hilelerinden, hainlerin ihanetlerinden korunmak için yüce Allah’a sığınmış, küffarın karşısında sebat göstermek için maneviyattan güç almıştır. Dualar, her mücahidin yüreğine bir sükûnet, bir cesaret ve bir kudret vermiştir. Dualar birer kalkan olarak devletin çehresini ve şahs-ı manevisini şekillendiren en büyük kuvvettir.
Bugün Osmanlı’nın bu manevi mirasını anlamak, zaferin yalnızca maddi şartlara bağlı olmadığını görmek açısından büyük bir ders niteliğindedir. Geçmişin bu ruhunu kavramak, günümüz dünyasında da inancın ve azmin nasıl büyük zaferler kazandırabileceğini anlamamızı sağlar. Çünkü zafer, Allah’tandır; kul ise üzerine düşeni yaparak gayret etmekle mükelleftir.
Bu inanç ve ruhla, Osmanlı’nın cihad anlayışını ve mücahitlerinin fedakârlığını anarken, duaların bir milleti nasıl birleştirdiğini ve ona nasıl bir güç verdiğini hatırımızdan asla çıkarmamak gerekir.
Rabbim, bizleri de hak ve adalet yolunda mücadele edenlerden eylesin ve dualarımızı kabul buyursun.